4 bine yakın dükkânı, 25 bini aşkın çalışanıyla faaliyetlerini sürdüren en ünlü ve en eski “alışveriş merkezlerinden” biri olan Kapalıçarşı, yılda ortalama 40 milyona yaklaşan ziyaretçi sayısıyla adeta üstü kapalı bir kent… Depremler, yangınlar, devasa yıkımlar geçirmiş fakat hem ticari hem de kültürel değeri bakımından her seferinde hızla onarılarak yeniden hizmete açılmıştır.
⠀⠀⠀⠀⠀⠀
500 yılı aşkın ömrüyle Kapalıçarşı, kurulduğu günden bugüne fonksiyonu değişmeden devam eden ender yapılardan biridir. Öyle ki; Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethi sonrasında Kapalıçarşı’yı Akdeniz havzasının en büyük ticaret - finans merkezi olarak düşünmüş ve bu amaca yönelik inşa ettirmiştir. Zamanla Topkapı Sarayı nasıl ki Osmanlı İmparatorluğu’nun beyni olmuşsa, Kapalıçarşı da imparatorluk ekonomisinin kalbi haline gelmiştir. Sadece alışveriş merkezi değil, tarihi bedestenleri ve her sokakta ayrı ürün ustalarının bulunduğu güçlü loncalarıyla döneminin finans merkezi olarak da tanımlanabilen Kapalıçarşı, 110 bin 868 m2’lik bir alana yayılmış, 45 bin m2 kapalı alana, 65 sokak üzerinde 14 hana ve 22 kapıya sahiptir. Aynı zamanda Kapalıçarşı'nın az bilinen özelliklerinden biri de, eski zenginlerin mücevher, kıymetli maden, kürk, murassa silah gibi değerli eşyaları ve devlet hazinesinin büyük kısmı, Evliya Çelebi’nin “muazzam güçlü bir kale” olarak tanımladığı Kapalıçarşı’daki özel kasalarda muhafaza ediliyor olmasıydı.
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Kapalıçarşı, imparatorluk devrinde Çarşu-ı Kebir, yani Büyük Çarşı olarak anılırdı. Günümüzde çoğu değişikliğe uğrasa da Kapalıçarşı’nın sokakları ve hanlarının taşıdığı isimler ile eskiden orada ne yapıldığını ne satıldığını anlamak bugün bile mümkündür.