Zamanın akışına ayak uyduramayıp, fonksiyonları kökten değişmek zorunda kalsa da özüne ve ruhuna bir şekilde tutunmayı başarabilen ikonik yapılardan söz etmek istiyoruz. Böyle yapılara dair hafızalarımızı yokladığımızdaysa ilk durağımızın Londra’daki Tate Modern Sanat Müzesi olması gerektiğini düşünüyoruz. İngiltere’nin Londra şehrinde, Thames Nehri’nin hemen kıyısında yer alan ve 1981’den beri atıl durumda olan Londra Banskide Elektrik Santrali (Bankside Power Station) 2000 yılında “Tate Modern” olarak yeniden hayata kazandırılır. Elektrik santralinin yaşayan bir müzeye dönüştürülme projesi, 90’ların sonunda yapılan mimari yarışmayı kazanan; diğer katılımcılara oranla daha hafif dokunuşlarda bulunarak binanın tarihi karakterini koruyan ve zamanın ruhuna uygun modern bir kamusal alan değeri katmayı başarabilen, İsviçreli ekip Herzog & de Meuron tarafından gerçekleştirilir. 2000 yılından günümüze, üstlendiği görevi başarıyla yerine getiren Tate Modern, zamanla dünya genelinde kültürel bir ikon haline gelir ve kısa denilebilecek bir süre içerisinde “modern sanat müzeleri” arasında en çok ziyaret edilen müze olarak isim yapar. Yapının bugünkü değerlendirilme şekli ve oldukça modern sayılabilecek yeni kariyeri ele alındığında, bulunduğu endüstriyel alana tek başına canlılık katmayı başardığı rahatlıkla söylenebilir.

Pandemi nedeniyle şu an kapalı olan müzeyi online olarak gezebilirsiniz. https://www.tate.org.uk/visit/collection-on-display