Ahmet Fethi Paşa Yalısı, Boğaz’da Kuzguncuk ile Üsküdar arasında uzanan güzelliğiyle, yapıldığı dönemki renginden dolayı “Boğaziçi’nin Pembe Yalısı” olarak bilinirdi. Osmanlı mimarisiyle Büyük Yalı (selâmlık) ve Küçük Yalı (harem) olarak iki farklı bina olarak tasarlanmış, 1925 yılında geçirdiği yangınla Küçük Yalı kısmıyla birlikte, selâmlık bahçesine uzanan bağımsız mutfak bölümü ve harem bahçesine bakan küçük köşk yanmıştır. İki kısım arasındaki havuzlu harem bahçesi ise günümüzde bütünlüğünü korumaktadır.

İnşa tarihi tam olarak bilinmeyen yalının Bostancıbaşı Defteri’ne göre Fethi Paşa’dan önce İsmet Bey’e ait olduğu sanılmaktadır. İki katlı olarak inşa edilen Ahmet Fethi Paşa Yalısı’nda 16 oda ve Boğaziçi’ne paralel konumda birbirine bitişik 2 büyük sofa bulunmaktadır. Sofaların tasarımında özellikle Boğaziçi yalılarında sık kullanılan “karnıyarık” olarak da adlandırılan, ekseni 90 derece çevrilmiş sofa düzeni uygulanmıştır. Mermer selsebillerle donatılmış olan dikdörtgen planlı büyük sofanın yanlarına farklı boyutlarda odalar sıralanmıştır. Bağımsız girişe sahip küçük sofa ise yalının hamamına ilintili camekân bir oda ile bağlantılıdır. Yalının denizden görülebilen cephesindeki iki başlarda ve ortada, konsollar üzerine oturtulmuş üst katların çıkıntıları yer almaktadır.

Yalı halkı tarafından “uzun yol” olarak adlandırılan harem ve selamlık binalarını birbirine bağlayan yol, yalı hamamının yanından başlayıp Paşalimanı Caddesi boyunca uzanan duvarı izlemekteydi. Oluşturduğu koridorun harem bahçesine bakan batı duvarları dikdörtgen pencerelerle süslenmişti. Yalının arka tarafında Kuzguncuk sırtlarına uzanan büyük koru günümüzde belediye tarafından Fethi Paşa Korusu adıyla halka açık bir dinlenme alanı haline getirilmiştir.