Osmanlı saray mimarisinin son örneği olan Yıldız Sarayı, 18. yüzyılın sonlarında Mihrişah Sultan için, III. Selim tarafından yaptırılmıştır. II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Devleti’nin ana sarayı olarak kullanılmış ve bu yıllarda her detayıyla ilgilenilen bir saray kompleksi olmuş, yıldan yıla genişleyerek, zaman içinde beş yüz bin metrekareyi bulmuştur.

Yıldız Sarayı; Osmanlı Devleti’nin Eski Saray, Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı’ndan sonra yönetim merkezi olmuştur. 1834-1835 yıllarında II. Mahmud, burada bir köşk inşa ettirmiş, ancak bu yapı günümüze ulaşmamıştır. Mevcut kasırları yıktıran Sultan Abdülmecid, annesi Bezmialem Valide Sultan için Kasr-ı Dilküşa adında yeni bir köşk yaptırmıştır. Büyük Mabeyn Köşkü, Çit Kasrı, Malta ve Çadır köşkleri Sultan Abdülaziz zamanında inşa ettirilmiştir. II. Abdülhamid, Dolmabahçe Sarayı’ndan Yıldız Sarayı’na taşınarak, padişah olduğu süre boyunca burada kalmıştır. Yıldız Sarayı, Dolmabahçe Sarayı’na göre daha modern ve sade bir mimariye sahiptir, tek bir yapı halinde değildir. Sarayın sadece içi değil, bahçesi ve ek yapıları da en az onun kadar ilgi çekicidir. Irmak görünümünde bir havuz bulunan Hasbahçe, Yıldız Sarayı’nın iç bahçesi olarak geçmektedir. Ayrıca sarayın bahçesinde Şale Köşkü, Yıldız Tiyatro ve Opera Evi, Yıldız Saray Müzesi ve İmparatorluk Porselen Üretimevi bulunmaktadır. 

Sultan Vahdettin’den sonra, saray binaları 1924’te Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne tahsis edilmiştir. 1946 yılında Harp Akademileri’ne bırakılmış, 1978 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir. 1993 yılından itibaren “Yıldız Sarayı Müzesi Müdürlüğü” adıyla müzeleştirilmiştir.